Yılmaz, “Dövize erişimde problemimiz yok”

SİYASET (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 22.03.2024 - 19:30, Güncelleme: 24.03.2024 - 13:11
 

Yılmaz, “Dövize erişimde problemimiz yok”

Yılmaz, “Dövize erişimde problemimiz yok”
Kocaeli’de iş insanları ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Dövize erişimde problemimiz yok, döviz ihtiyacımız da azalmış durumda. Temellerimiz bu anlamda sağlam. Buna rağmen son dönemde oluşturulmaya çalışılan spekülatif hava var. Bunu kimsenin prim vermemesi gerekiyor. Rakamlar ortada, döviz ihtiyacımız azaldı, dövize erişimimiz arttı ve cari işlemlerde iyi gidiyoruz" dedi. 31 Mart’ta gerçekleştirilecek Mahalli İdareler Seçimine sayılı günler kala Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Kocaeli’de bir dizi ziyaretlerde bulundu. Önce Kocaeli Valiliği ve Büyükşehir Belediyesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ardından iş insanları ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz toplantıda yaptığı konuşmada, "Dünya, son 3-4 yıl büyüme ve ticaret açısından tarihsel ortalamaların altında. Önce pandemi, sonrasında toparlanma süreçleri bunun yol açtığı enflasyon, enflasyona karşı ülkelerin ortaya sıkı para politikaları, bütün bunlar büyümeyi, ticareti daraltmış durumda. Bir taraftan da dünyada rekabet var. O rekabetin getirdiği yeni korumacılık eğilimleri var. Bunların getirdiği ticareti daraltıcı etkiler söz konusu. Diğer yandan maalesef savaşlar, çatışmalar yaşıyoruz. Ukrayna-Rusya savaşı, bu anlamda bütün dünyayı küresel ekonomiyi, özellikle Avrupa’yı çok etkileyen bir gelişme oldu. Diğer yandan Körfez’de hepimizin içini yakan manzaralar, özellikle Gazze’de yaşananlar. Bunlarda olumsuz gelişmeler olarak karşımızda duruyor" diye konuştu. "Geçen yıl Türkiye ekonomisi yüzde 4.5 büyüme kaydetti" 6 Şubat depremine değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Geçen yıl tarihimizin en büyük depremini yaşadık. Onun yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Çabuk unutuyoruz maalesef. Üzerinden bir yıl geçti. Acil müdahaleler yapıldı bitti ama henüz depremin yaralarını tam anlamıyla sarmış değiliz. Kalıcı şekilde rehabilitasyonu sağlamak belli zaman alıyor. Bunu da üç başlıkta yapıyoruz. Kalıcı konutlar inşa ediyoruz. Altyapıyı rehabilite ediyoruz. Diğer taraftan da ekonomik, sosyal hayatı canlandırmaya çalışıyoruz. Bu üç başlık altında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçen yıl ve bu yıl yoğun bir mesai harcıyoruz. Gelecek yıldan itibaren inşallah yükümüz hafifleyerek devam edeceğiz. Bütün bu şartlar altında küresel ekonomide yüzde 3 civarında büyüme varken, geçen yıl Türkiye ekonomisi yüzde 4.5 büyüme kaydetti. İlk defa tarihimizde 1 trilyon dolar seviyesini geçmiş oldu. Milli gelirimiz 1 trilyon 119 milyar dolar oldu. Kişi başına gelirimiz ise 13 bin 110 dolar seviyesinde gerçekleşti. Yaşadığımız şartları dikkate aldığımızda bunlar önemli rakamlar" şeklinde konuştu. "Geçen yılın son çeyreğinde sabit sermaye yatırımlarımızdaki artış yüzde 10.7 oldu" Büyümenin kompozisyonunu da dönüştürme çabalarının olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Enflasyonu desteklemeyen, dezenflasyona daha çok destek olan bir büyüme kompozisyonu hedefliyoruz. Bu çerçevede tüketim harcamalarının nispi payının azalmasını, yatırımın ve ihracatın büyümemize daha fazla katkı vermesini arzu ediyoruz. Bu yönde bir politika setimiz var. Bu yönde de gelişmeler olduğunu ifade edebilirim. Geçen yılın son çeyreğinde sabit sermaye yatırımlarımızdaki artış yüzde 10.7 oldu, çeyreklik bazda söylüyorum. Makine teçhizat yatırımlarındaki artış ise yüzde 14 gerçekleşti. Bunlar olumlu rakamlar. Yatırımın büyümemizde, milli gelirimizde daha fazla pay aldığını gösteren rakamlar. Tüketim harcamalarımız da belli bir zaman sürecinden sonra ilk defa tek haneli büyümelere düşmüş oldu. Yine yüksek tüketimimiz var. Ama en azından bir tek haneye düşmüş oldu" ifadelerini kullandı. "2026’ya geldiğimizde ise tek haneli enflasyonlara yeniden ulaşacağız" Temel meselenin fiyat istikrarı, enflasyon olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Enflasyonla ilgili olarak kararlı şekilde mücadelemizi başlatmış durumdayız. Politikalarımızı güncellemiş durumdayız. Bir taraftan para politikasıyla, diğer yandan maliye politikasıyla ve yapısal reformlarla, 3 sütunlu politikayla enflasyonla mücadele ediyoruz. Ancak şunu açık yüreklilikle söylememiz lazım, tüm dünyada enflasyonla mücadele zaman alır. Bu bize özgü bir şey değil. Belli seviyeye gelmiş olan enflasyonu düşürmek süreç meselesidir. Kararlı şekilde mücadele edilmesi gereken bir hadisedir. Biz de hemen hükümeti kurduktan sonra yani Mayıs seçimlerinden sonra bu mücadeleye başladık. Geldiğimiz noktada aylık bazda etkileri görmeye başladık. Ocak, Şubat ayında sadece bu yılın bir miktar beklentilerimizin üstünde oldu. Nitekim Merkez Bankamız hemen bu konuda pozisyon aldı. Sıkılaştırıcı bir takım tedbirler aldı. Yeniden patikamıza dönülmesi noktasında tedbirleri hemen devreye soktu. Beklentimiz şu; Mayıs ayından sonra Haziran ayı enflasyonunun çıkmasıyla birlikte hep birlikte yıllık bazda düşüşü göreceğiz. Aylık ivme kayıpları daha önceden olacak. Ama yıllık düşüş Haziran-Temmuz gibi gerçekleşmiş olacak. Belirgin bir düşüşü, yılın ikinci yarısında göreceğiz. Dezenflasyon süreci başlayacak. 2025 yılında orta vadeli programımızdaki hedefimiz yüzde 15 civarında enflasyon. 2026’ya geldiğimizde ise tek haneli enflasyonlara yeniden ulaşacağız. Bunu da laf olsun diye söylemiyoruz. Bunun planını, programını, politika setini oluşturmuş durumdayız ve kararlı şekilde de bunu hayata geçiriyoruz. Hep birlikte de sonuçlarını göreceğiz" dedi. "Dövize erişimde problemimiz yok, döviz ihtiyacımız azalmış durumda" Geçen yıl cari işlemler açığında ciddi düşüş olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Geçen yıl Mayıs ayında cari açık 60 milyar dolara kadar çıkmıştı. Son dönem ciddi yavaşlamaya girdi, yıl sonunu 45 milyar dolar cari açıkla kapattık. Ocak ayında ihracat dengesinin ve olumlu gelişmeler etkisiyle 37.5 milyar dolara kadar düştü. Şubat ayının rakamları henüz çıkmış değil ama beklentimiz 32-33 milyar dolarlara kadar cari açığımızın gerilemesi. Yani geçen yılın ortalarıyla mukayese ederseniz cari açığımızda neredeyse yarı yarıya düşüş olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla Türkiye’nin döviz ihtiyacı da azalmış durumda. Bir taraftan da yeni şartlar altında dış finansmana erişimde de çok daha kolay bir döneme girdiğimizi ifade edebiliriz. CDS dediğimiz ülke risk birimlerinin düşmesi hem özel sektörün, hem kamu sektörünün döviz kaynaklarına, finans kaynaklarına erişiminde oldukça kolaylaştırılmış durumda. Bankacılık sistemimiz borçlarını çok rahat şekilde yenileyebiliyor. Dolayısıyla dövize erişimde problemimiz yok, döviz ihtiyacımız da azalmış durumda, temellerimiz bu anlamda sağlam. Buna rağmen son dönemde oluşturulmaya çalışılan spekülatif hava var. Bunu kimsenin prim vermemesi gerekiyor. Rakamlar ortada döviz ihtiyacımız azaldı, dövize erişimimiz arttı ve cari işlemlerde iyi gidiyoruz. Geçen yıl hizmet gelirlerimiz de gayet iyi gerçekleşti. 100 milyar dolar civarında hizmet gelirimiz oldu. Bunun için de geçen yıl turizmden 54 milyar doları aşan gelirimiz oldu. Bu da bizim için çok kıymetli. Bu yıl da 60 milyon turist, altmış milyar dolar turizm geliri diyoruz. İnşallah buna da ulaşırız" diye konuştu. "32 milyon 222 bin kişilik istihdama ulaşmış olduk" Dış ticarette baktığınızda geçen yıl ihracatımız 256 milyar dolar oldu. Bu yıla da ihracatımız iyi başladı. Ocak-Şubat döneminde Şubat dönemi yıllıklandırılmış 12 aylık ihracatımız 259 milyar dolara yaklaştı. Dolayısıyla ihracatımızda da iyi gidiyoruz. İş gücü piyasalarında, istihdamda da geçen yılı iyi kapattık. TÜİK son ocak rakamlarını açıkladı. 32 milyon 222 bin kişilik istihdama ulaşmış olduk. Bu da tarihimizin en yüksek seviyelerinde, istihdam oranı dediğimiz rakam yani çalışanların çalışma çağındaki nüfusa oranı yüzde 49’a ulaştı. Tarihimizin yine en yüksek istihdam rakamına ulaşmış olduk. Geçen yılın en üst yıllık bazda işsizlik oranı çıkmış değil. Ama aylık bazdaki rakamlardan şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; geçen yılı tek haneli bir işsizlikle kapattık. Bu da sevindirici. Özellikle son dönemlerde kadın istihdamına, genç istihdamında hızlı artışlar görüyoruz" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İş Dünyası Buluşması Kapsamında iş insanları ile Kocaeli Kongre Merkezi’nde bir araya geldiği toplantıya Vali Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, milletvekilleri ve çok sayıda iş insanı katıldı.
Yılmaz, “Dövize erişimde problemimiz yok”

Kocaeli’de iş insanları ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Dövize erişimde problemimiz yok, döviz ihtiyacımız da azalmış durumda. Temellerimiz bu anlamda sağlam. Buna rağmen son dönemde oluşturulmaya çalışılan spekülatif hava var. Bunu kimsenin prim vermemesi gerekiyor. Rakamlar ortada, döviz ihtiyacımız azaldı, dövize erişimimiz arttı ve cari işlemlerde iyi gidiyoruz" dedi.

31 Mart’ta gerçekleştirilecek Mahalli İdareler Seçimine sayılı günler kala Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Kocaeli’de bir dizi ziyaretlerde bulundu. Önce Kocaeli Valiliği ve Büyükşehir Belediyesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ardından iş insanları ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz toplantıda yaptığı konuşmada, "Dünya, son 3-4 yıl büyüme ve ticaret açısından tarihsel ortalamaların altında. Önce pandemi, sonrasında toparlanma süreçleri bunun yol açtığı enflasyon, enflasyona karşı ülkelerin ortaya sıkı para politikaları, bütün bunlar büyümeyi, ticareti daraltmış durumda. Bir taraftan da dünyada rekabet var. O rekabetin getirdiği yeni korumacılık eğilimleri var. Bunların getirdiği ticareti daraltıcı etkiler söz konusu. Diğer yandan maalesef savaşlar, çatışmalar yaşıyoruz. Ukrayna-Rusya savaşı, bu anlamda bütün dünyayı küresel ekonomiyi, özellikle Avrupa’yı çok etkileyen bir gelişme oldu. Diğer yandan Körfez’de hepimizin içini yakan manzaralar, özellikle Gazze’de yaşananlar. Bunlarda olumsuz gelişmeler olarak karşımızda duruyor" diye konuştu.

"Geçen yıl Türkiye ekonomisi yüzde 4.5 büyüme kaydetti"
6 Şubat depremine değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Geçen yıl tarihimizin en büyük depremini yaşadık. Onun yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Çabuk unutuyoruz maalesef. Üzerinden bir yıl geçti. Acil müdahaleler yapıldı bitti ama henüz depremin yaralarını tam anlamıyla sarmış değiliz. Kalıcı şekilde rehabilitasyonu sağlamak belli zaman alıyor. Bunu da üç başlıkta yapıyoruz. Kalıcı konutlar inşa ediyoruz. Altyapıyı rehabilite ediyoruz. Diğer taraftan da ekonomik, sosyal hayatı canlandırmaya çalışıyoruz. Bu üç başlık altında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçen yıl ve bu yıl yoğun bir mesai harcıyoruz. Gelecek yıldan itibaren inşallah yükümüz hafifleyerek devam edeceğiz. Bütün bu şartlar altında küresel ekonomide yüzde 3 civarında büyüme varken, geçen yıl Türkiye ekonomisi yüzde 4.5 büyüme kaydetti. İlk defa tarihimizde 1 trilyon dolar seviyesini geçmiş oldu. Milli gelirimiz 1 trilyon 119 milyar dolar oldu. Kişi başına gelirimiz ise 13 bin 110 dolar seviyesinde gerçekleşti. Yaşadığımız şartları dikkate aldığımızda bunlar önemli rakamlar" şeklinde konuştu.

"Geçen yılın son çeyreğinde sabit sermaye yatırımlarımızdaki artış yüzde 10.7 oldu"
Büyümenin kompozisyonunu da dönüştürme çabalarının olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Enflasyonu desteklemeyen, dezenflasyona daha çok destek olan bir büyüme kompozisyonu hedefliyoruz. Bu çerçevede tüketim harcamalarının nispi payının azalmasını, yatırımın ve ihracatın büyümemize daha fazla katkı vermesini arzu ediyoruz. Bu yönde bir politika setimiz var. Bu yönde de gelişmeler olduğunu ifade edebilirim. Geçen yılın son çeyreğinde sabit sermaye yatırımlarımızdaki artış yüzde 10.7 oldu, çeyreklik bazda söylüyorum. Makine teçhizat yatırımlarındaki artış ise yüzde 14 gerçekleşti. Bunlar olumlu rakamlar. Yatırımın büyümemizde, milli gelirimizde daha fazla pay aldığını gösteren rakamlar. Tüketim harcamalarımız da belli bir zaman sürecinden sonra ilk defa tek haneli büyümelere düşmüş oldu. Yine yüksek tüketimimiz var. Ama en azından bir tek haneye düşmüş oldu" ifadelerini kullandı.

"2026’ya geldiğimizde ise tek haneli enflasyonlara yeniden ulaşacağız"
Temel meselenin fiyat istikrarı, enflasyon olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Enflasyonla ilgili olarak kararlı şekilde mücadelemizi başlatmış durumdayız. Politikalarımızı güncellemiş durumdayız. Bir taraftan para politikasıyla, diğer yandan maliye politikasıyla ve yapısal reformlarla, 3 sütunlu politikayla enflasyonla mücadele ediyoruz. Ancak şunu açık yüreklilikle söylememiz lazım, tüm dünyada enflasyonla mücadele zaman alır. Bu bize özgü bir şey değil. Belli seviyeye gelmiş olan enflasyonu düşürmek süreç meselesidir. Kararlı şekilde mücadele edilmesi gereken bir hadisedir. Biz de hemen hükümeti kurduktan sonra yani Mayıs seçimlerinden sonra bu mücadeleye başladık. Geldiğimiz noktada aylık bazda etkileri görmeye başladık. Ocak, Şubat ayında sadece bu yılın bir miktar beklentilerimizin üstünde oldu. Nitekim Merkez Bankamız hemen bu konuda pozisyon aldı. Sıkılaştırıcı bir takım tedbirler aldı. Yeniden patikamıza dönülmesi noktasında tedbirleri hemen devreye soktu. Beklentimiz şu; Mayıs ayından sonra Haziran ayı enflasyonunun çıkmasıyla birlikte hep birlikte yıllık bazda düşüşü göreceğiz. Aylık ivme kayıpları daha önceden olacak. Ama yıllık düşüş Haziran-Temmuz gibi gerçekleşmiş olacak. Belirgin bir düşüşü, yılın ikinci yarısında göreceğiz. Dezenflasyon süreci başlayacak. 2025 yılında orta vadeli programımızdaki hedefimiz yüzde 15 civarında enflasyon. 2026’ya geldiğimizde ise tek haneli enflasyonlara yeniden ulaşacağız. Bunu da laf olsun diye söylemiyoruz. Bunun planını, programını, politika setini oluşturmuş durumdayız ve kararlı şekilde de bunu hayata geçiriyoruz. Hep birlikte de sonuçlarını göreceğiz" dedi.

"Dövize erişimde problemimiz yok, döviz ihtiyacımız azalmış durumda"
Geçen yıl cari işlemler açığında ciddi düşüş olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Geçen yıl Mayıs ayında cari açık 60 milyar dolara kadar çıkmıştı. Son dönem ciddi yavaşlamaya girdi, yıl sonunu 45 milyar dolar cari açıkla kapattık. Ocak ayında ihracat dengesinin ve olumlu gelişmeler etkisiyle 37.5 milyar dolara kadar düştü. Şubat ayının rakamları henüz çıkmış değil ama beklentimiz 32-33 milyar dolarlara kadar cari açığımızın gerilemesi. Yani geçen yılın ortalarıyla mukayese ederseniz cari açığımızda neredeyse yarı yarıya düşüş olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla Türkiye’nin döviz ihtiyacı da azalmış durumda. Bir taraftan da yeni şartlar altında dış finansmana erişimde de çok daha kolay bir döneme girdiğimizi ifade edebiliriz. CDS dediğimiz ülke risk birimlerinin düşmesi hem özel sektörün, hem kamu sektörünün döviz kaynaklarına, finans kaynaklarına erişiminde oldukça kolaylaştırılmış durumda. Bankacılık sistemimiz borçlarını çok rahat şekilde yenileyebiliyor. Dolayısıyla dövize erişimde problemimiz yok, döviz ihtiyacımız da azalmış durumda, temellerimiz bu anlamda sağlam. Buna rağmen son dönemde oluşturulmaya çalışılan spekülatif hava var. Bunu kimsenin prim vermemesi gerekiyor. Rakamlar ortada döviz ihtiyacımız azaldı, dövize erişimimiz arttı ve cari işlemlerde iyi gidiyoruz. Geçen yıl hizmet gelirlerimiz de gayet iyi gerçekleşti. 100 milyar dolar civarında hizmet gelirimiz oldu. Bunun için de geçen yıl turizmden 54 milyar doları aşan gelirimiz oldu. Bu da bizim için çok kıymetli. Bu yıl da 60 milyon turist, altmış milyar dolar turizm geliri diyoruz. İnşallah buna da ulaşırız" diye konuştu.

"32 milyon 222 bin kişilik istihdama ulaşmış olduk"
Dış ticarette baktığınızda geçen yıl ihracatımız 256 milyar dolar oldu. Bu yıla da ihracatımız iyi başladı. Ocak-Şubat döneminde Şubat dönemi yıllıklandırılmış 12 aylık ihracatımız 259 milyar dolara yaklaştı. Dolayısıyla ihracatımızda da iyi gidiyoruz. İş gücü piyasalarında, istihdamda da geçen yılı iyi kapattık. TÜİK son ocak rakamlarını açıkladı. 32 milyon 222 bin kişilik istihdama ulaşmış olduk. Bu da tarihimizin en yüksek seviyelerinde, istihdam oranı dediğimiz rakam yani çalışanların çalışma çağındaki nüfusa oranı yüzde 49’a ulaştı. Tarihimizin yine en yüksek istihdam rakamına ulaşmış olduk. Geçen yılın en üst yıllık bazda işsizlik oranı çıkmış değil. Ama aylık bazdaki rakamlardan şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; geçen yılı tek haneli bir işsizlikle kapattık. Bu da sevindirici. Özellikle son dönemlerde kadın istihdamına, genç istihdamında hızlı artışlar görüyoruz" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İş Dünyası Buluşması Kapsamında iş insanları ile Kocaeli Kongre Merkezi’nde bir araya geldiği toplantıya Vali Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, milletvekilleri ve çok sayıda iş insanı katıldı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzehurses.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.