Önceki yazılarımızda tapuda vekâletle nasıl işlem yapılabileceğini, verilecek vekâlet belgesinde hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiğini yazmıştık. Bu gün de vekâlet verilen kişiye güven duygusu sarsılırsa, vekil kendisine verilen vekâleti amacı dışında kullanırsa neler yapılabilir konusuna bakacağız.
Yapılacak her işlemi kişiler bizzat gerçekleştirmek zorunda olmadığı gibi bazen buna fırsat bulmama durumları da söz konusu olabilir. Bu durumda bir başka kişiye iş ve işlem takibi yapılması amacıyla vekâletname düzenlenebilmektedir. Bir kimseye vekâletname verilmesi, o kişinin yaptığı her işlemin vekil tayin edenin rızasına uygun yapacağı anlamına gelmez.
Bu noktada hemen belirtelim ki vekile olan güvenin kaybolması yahut vekâlet konusu işin gerçekleşmesi sonrasında vekilin vekillik yetkisinden azledilmesi yerinde olacaktır. Burada azil için herhangi bir noterliğe giderek beyanda bulunulması ve vekile tebligat çıkarılması yeterli olacaktır. Böyle durumlarda vekil; tebligatın kendisine ulaştığı andan itibaren vekillik yetkisini kaybedecektir. Ancak özellikle vekilin usulsüz / yetkisiz işlem yapma ihtimali bulunan hallerde daha hızlı hareket etmek gerekecektir. Bu sebeple olası zararlardan kurtulmak adına vekilin işlem yapma ihtimali bulunan tapu müdürlüklerinde vekilin azledildiğine ilişkin bildirimde bulunulabilecektir
Bir kişinin vekil olarak seçtiği kişiye vekâlet vermesiyle vekilin vekâlet veren kişiye karşı birtakım sorumlulukları doğar. Bu sorumlulukların başında da dürüstlük ile işini gereği gibi yerine getirmek ve kişinin hukuki haklarını korumak için çalışma vardır. Vekil, vekâlet ilişkisinden doğan vekâlet görevinin aksine kişiden habersiz ve kötü niyetle tapuda taşınmazı üzerinde satış ve devir işlemlerini yapması durumunda görevini kötüye kullanmış olur. Aralarında kurulan vekâlet ilişkisi çerçevesinde imzaladıkları bir sözleşme var ise vekâlet sözleşmesinin hükümleri çerçevesinde vekilin hangi işlemler konusunda yetkilendirildiği belirlenir. Aynı zamanda vekâlet sözleşmesinde vekilin kişiye ait taşınmaz üzerinde nasıl tasarruflarda bulunacağına dair geniş bir düzenlemede yapılabilir. Böyle bir durumda bile yine de vekilin dürüstlük kuralı ile işini özenle yapma ve sadakat borcu sebebiyle taşınmaza dair satış işlemlerini hak kaybına uğratmadan yapması gerekir. Ancak vekilin görevini yaparken kötü niyetle yaptığı işlemler kişinin zarar uğramasına neden olabilir. Bu durumda mağduriyete uğrayan kişinin vekilin görevini kötüye kullanması sebebiyle bu davayı açma hakkı vardır. Kişi vekâlet verdiği vekilinin görevini kötüye kullanarak kendisinden habersiz taşınmazını satış ve devir işlemlerine konu ettiğini öğrenmesiyle işbu davayı açar. Vekil hukuka aykırı bir şekilde üçüncü bir kişiye taşınmazı satmış olabileceği gibi taşınmazı kendi üstüne de devralmış olabilir. Böyle bir durumda kişi taşınmazını kim aldıysa gerek üçüncü kişiye karşı gerekse vekilin kendisine karşı tapu iptal ve tescil davası açabilir. Tapu iptal ve tescil davasında özellikle düzenlenen herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır.
Ancak bu davanın açılabilmesi için öncelikle vekilin ve sattığı üçüncü kişinin kötü niyetli olması gerekmektedir. Taşınmazı satın alan üçüncü kişinin iyi niyetli olması durumunda iyi niyetli kişilerin hakkının korunması doğrultusunda satış işlemi tapu iptali ile geçersiz hale getirilemez.