Duygusal açlık aslında aç olmadığınız ve bunu bildiğiniz halde bir takım olumsuz duyguları bastırmak amacıyla, çoğunlukla tatlı, şeker, karbonhidrat, aşırı yağlı fastfood türü yiyecekler yeme isteği ile baş etmeye çalışma durumudur.
Bir yeme bozukluğu olduğu öne sürülen duygusal yeme atakları, duygusal temellerinin yanı sıra insülin direnci gibi sağlık sorunları ile bir arada bulunabilir çünkü sürekli açlık hissi aynı zamanda tokluk hormonunun yeterince salgılanmıyor olmasından kaynaklanır. Buna ek olarak, fizyolojik bir temeli olmasa da uzun süre tedavi edilmeyen duygusal yeme bozukluğu, en nihayetinde açlık-tokluk hormonlarının düzenli bir şekilde çalışmasını engelleyeceği için pankreasın sağlığı bozulacak ve duygusal açlık ile başlayan süreç insülin direnci ya da diyabet ile birlikte seyredecektir.
Duygusal yeme daha çok çocuklarda, ergenlik dönemindeki bireylerde ve obez kişilerde görülen bir durum olmakla birlikte değişken duygu durumlarına bağlı hastalıklara sahip bireylerde de görülmektedir. Beden kitle endeksi düşük ve yüksek olan bireylerde de sıklıkla görülen duygusal yeme durumu obez bireylerde, kilo durumu normal olmasına rağmen diyet yapma eyleminde olan kadınlarda ve ruhsal sorunlara sahip olan bireylerde daha sıklıkla görüldüğü ortaya çıkmıştır
Yapılan araştırmalarda depresyon, öfke ve yorgunluk gibi negatif duygu durumlarıyla karşılaşan bireylerin duygusal yeme eylemleri diğer bireylere kıyasla daha yüksektir. Korku duygusu ve vücutta hissedilen bir ağrwsı sonucu kişilerin daha az yemek yeme eylemi içerisinde oldukları görülmüştür. Bir başka araştırmada mutluluk gibi pozitif duygu durumu halindeyken sağlıklı besinlere yönelimleri daha yüksekken mutsuzluk gibi negatif duygu durumundayken bireylerin daha sağlıksız ve kalori bakımında daha yüksek kaloriye sahip olan ürünlere yöneldikleri ve bu ürünleri normalden daha fazla tükettikleri gözlemlenmiştir.
Duygusal yemeyle başa çıkmak için;
- Duygusal ihtiyaçların tanınması ve kabul edilmesi Duygusal farkındalık geliştirmek ve duygusal yeme tetikleyicilerini tanımak
- Sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmek, örneğin meditasyon, nefes egzersizleri, spor yapmak, arkadaşınızla dertleşmek gibi
- Sağlıklı beslenme alışkanlıkları oluşturmak ve düzenli yemek yeme alışkanlığı edinmek
- Profesyonel destek almayı veya sevdiklerinizle duygusal deneyimlerinizi paylaşmayı değerlendirmek
- Pilates ve yoga gibi sakinleştirici egzersizler ile esneme hareketlerini sıklıkla tekrar edin.
- Günlük olarak 20 dakikalık periyotlarla güneşten yararlanın ve D vitamini üretimine destek olun.
- Karbonhidrat grubundan esmer ürünlere yer verin. Beyaz ekmek yerine, tam buğday ya da tam tahıl ekmeği, pirinç pilavı yerine bulgur pilavı tercih etmeye başlayın.
- Kendinizi gergin hissettiğiniz dönemlerde papatya ve melisa çayı tüketin.
- Dopamin yoksunluğunda proteine olan ihtiyaç artar. Bu nedenle öğünlerinizin her birine az yağlı peynir, yumurta veya yoğurt gibi sağlıklı protein kaynakları yerleştirmeye çalışın.
- Beslenme alışkanlıklarınızla yüzleşmek adına günlük tutmaya başlayın ve bir uzmandan yardım alın. Mideniz değil, “duygularınız aç” olabilir!
DYT. YAPRAK YILMAZ DURAN