Yaşlanmanın önüne geçilemez ama fiziksel ihtiyarlamanın önüne geçilebilir. Yaşlanmanın tüm belirtileri yavaşlatılabilir, hatta yeniden yapılandırılan bir beslenme tarzı ile kaliteli yaşam süresi uzatılabilir. Bunun için;
- Posa yönünden zengin dengeli bir beslenme tarzı hedefleyin
Liflerin sağlığımıza olan olumlu etkilerinden hep bahsedilir ama nedenleri tam olarak bilinmeyebilir. En önemli faydaları, hem koruyucu olma hem de tedaviye katkı sağlamasıdır. Lif, bir besin öğesi değildir ve hiçbir kalori sağlamaz. Fakat birçok yoldan sağlığımıza yarar sağlar. Düşük lifli, yüksek yağlı ve şekerli diyetler yüksek lif içeren diyetlere göre kanser açısından risk taşır. Aynı şekilde çağımızın en önemli amaçlarından (sorunlarından) biri olan fazla kiloları kaybetme çabalarına da faydası çok büyüktür.
Haftada bir gün detoks veya daha kontrollü beslenmeye ne dersiniz?
Vücudumuz, hava kirliliğinden, stresten, kötü duruştan, masa başı işlerden ve kötü beslenme alışkanlıklarından dolayı saldırıya uğramaktadır. Aylar ve yıllar geçtikçe, etkiler birikir ve ciltte çatlamalar, baş ağrıları, ülser, kanser ve kalp rahatsızlıkları gibi birçok değişik form kazanır.
Bu durumda detoks devreye girebilir. Detoks programında, vücudumuzu zarar veren maddeleri uzaklaştırırız ve toksinlerin yok edilmesini-hücrelerin yenilenmesini hızlandırmak için ona doğru besinleri veririz. A, C ve E vitaminleri ile selenyum antioksidan olarak bilinirler ve sağlık için hayati önem kazanırlar. Bizi enfeksiyonlardan korumakla kalmazlar, aynı zamanda kanser, kalp hastalıkları gibi hastalıklardan ve erken yaşlanmakla ilgili ciddi durumlardan da korurlar.
Antioksidanların en iyi bulunduğu yerler, çiğ olarak tüketilen meyveler ve sebzelerdir.
Antioksidan vitaminler olan A, C, E vitaminlerinin düzenli alımı oksidatif stresten yani hücre hasarından korur ve telomere sağlığını destekler. Bu vitaminlere ulaşabilmek için hergün taze sebze ve meyve (özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, kale, pazı gibi), mercimek, papaya, kırmızı biber, domates, kayısı, brüksel lahanası, maydanoz, brokoli, kuşburnu, erik, hünnap, çilek, kivi, portakal, kavun, greyfurt (düzenli ilaç kullananlar tüketmemelidir) tüketimine özen gösterilmeli ve birkaç adet yağlı tohum (badem, ceviz, yer fıstığı) tüketilmelidir.
- DNA hasarından koruyan bir diğer önemli vitamin ise koenzim Q10’dur. Koenzim Q10’nun besinsel kaynakları; az yağlı kırmızı et, yer fıstığı, brokoli, karnabahar, somon balığı ve ringadır.