Hz. Peygamber (s.a.a), zaman zaman Medine pazarına giderdi. Orada alışveriş ve ticaret yapan insanları gözler ve onlarla sohbet ederdi. Yanlış tutum ve davranışlar sergileyenleri uyarırdı.
Nitekim Yüce Allah’ın alışverişe yönelik hayati ikazları ihtiva eden şu ayetleri nazil oldu:
Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay haline!
Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler.
Fakat, kendileri onlara bir şey ölçüp yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar.
Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı? Müteaffin/1-6
Resulullah (s.a.a), bu durumdan gayet hoşnut oldu. “Ya Rabbi! Bunların ölçü ve tartılarını, alışverişlerini bereketli kıl!” duasıyla onları ticarete teşvik etti.
Allah Resulü (s.a.a), “Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, dosdoğru kimseler ve şehitlerle beraberdir.” buyurmuştur. Bu hadisten de anlaşılacağı üzere alışverişte, ticarette açık sözlü, şeffaf olmak, önemli ahlaki bir ilkedir ve şu olay bunun en güzel örneklerindendir:
Günlerden bir gün birisi, alışverişle ilgili zihnini meşgul eden bazı hususları danışmak üzere Hz. Peygamberin yanına gelir. Allah Resulü, onu dikkatlice dinledikten sonra kendisine şu nasihatte bulunur:
“Bir şey satın almak istediğin zaman, verebileceğin fiyatı söyle! Bir şey satmak istediğin zaman da yüksek fiyat değil, onun piyasadaki değerini söyle!”
Allah Resulü (s.a.a), “Kusurlu bir malı, kusurunu açıklamadan satması Müslümana helâl değildir.” hadisiyle bizleri uyarmıştır. Zira malın kusurunu gizlemek, alışverişin bereketini, insanların birbirine olan güvenini yok eder. Nitekim Yüce Rabbimiz, geçmiş toplumlardan kimilerinin, alışverişte dürüst davranmayarak yeryüzünde bozgunculuk çıkardıkları için helak edildiklerini bildirmiştir. Hûd/84-95
Ticaret ahlâkının temel ilkelerinden biri de kazancın helâl olmasına dikkat etmektir. Yapıp ettiklerinden bir gün mutlaka hesaba çekileceğine inanan bir mümin, kazancına haram karıştıramaz. Bu anlamda Yüce Allah’ın haram kıldığı şeyleri alıp satmak bir Müslüman için helâl değildir. İçki, uyuşturucu ticareti yapmak, kumar oynamak veya oynatmak gibi hususlardan Müslüman uzak durmalıdır.
Hayatın her alanında olduğu gibi alışverişte de asıl olan Yüce Allah’ın rızasıdır. Öyleyse kazanç doğruluk ve samimiyet üzerine inşa edilmelidir. Kul hakkına riayet ederek sofralar, ömür daha da bereketli kılınmalıdır. Alışverişte, ticarette Hz. Peygamberin (s.a.a) şu hadis-i şerifi ölçü olmalıdır:
“Dünya malı, tatlı ve çekicidir. Kim onu tok gözlü bir şekilde alırsa o mal bereketlenir. Kim de onu açgözlülük ve ihtirasla alırsa bereketi kaybolur.”