Övülmek isteğinin kaynağı olarak birkaç etkenden bahsedebiliriz. Kişinin, taşıdığı fazilet ve üstünlükleri fark etmesinin vermiş olduğu haz, bu etkenlerden biridir. Başka birinin ağzından çıkan övgü dolu sözler bu kişinin kalbinde taht kurduğunun bir göstergesidir.
Övgü tutkunu birisi için kalplere hükmetmenin varlık sahibi olmaktan çok daha önemli olduğu göz önünde bulundurulursa bu durumda diğer insanların ağzından duyulan övgüler bu kişinin bu yönde ilerlemesi için oldukça güçlü bir etken oluşturur.
Yukarıda açıkladığımız bu iki etken kişinin eleştiriye meydan vermemesine, yapılan eleştirilerden oldukça rahatsız olmasına ve derin bir acı duymasına sebep olur.
Üçüncü etken olarak bahsedebileceğimiz etken, açıkça dile getirilen ve insanların arasında dolaşıp duran övgülerin zamanla birçok kalbin avlanmasına ve bu kişiye sevgi duymasına sebep olmasıdır. Özellikle övgüleri dile getiren kişi insanlar arasında doğrulukla bilinen güvenilir bir insansa bu ihtimal daha fazla artar. Ancak bu etken sadece insanların içinde açık bir şekilde dile getirilen övgüler için geçerlidir.
Bazı durumlarda dile getirilen övgüler övülen kişinin ezici üstünlüğünün habercisidir. Bu tür durumlarda övgüleri dile getiren kişi istese de istemese de övgü dolu sözler söylemek zorundadır.
Bu gibi durumlarda övülen kişinin bu tür sözlerden haz duyması bu sözlerin arkasında saklı olan haşmet ve yüceliktir. Bu etken dördüncü etken olarak övülmek sevdası için bir etken oluşturabiliyor. Ancak bazı durumlarda bu etkenlerin tamamı bir araya gelebilir ve övülen kişi hazzın doruğuna varabilir.
Övülmek sevdasından kurtulmak için, övgü dolu sözler söyleyen kişinin aslında bu söylediklerine inanmadığının farkına varmak, oldukça etkili bir yöntemdir. Söyleyen kişinin kendi sözlerine inanmaması bu övgüleri kişinin gözünde değersizleştirecektir ve bu sözlerden haz duymasını engelleyecektir. Geride sadece haşmet ve yücelik hissinden haz alabileceği ihtimali kalır.
Övgü sevdası, iyi olmak veya olmamak yönüyle makam ve şöhret sevdasına benzer. Tedavi için kullanılabilecek yöntemler de çoğunlukla benzer yöntemlerdir. Bu sevdadan kurtulmak için övgü esiri olan kişi kendisi hakkında söylenen övgülere bakmalıdır. Söylenen sözler gerçekdışı ise, bu durumda aslında bu kişi diğer insanların alay konusu haline gelmiştir. Söylenen bu övgüler doğru ise dünyevi tüm nimetlerin geçici olduğu göz önünde bulundurulduğunda dile getirilen dünyevi üstünlüklerin aslında gerçek bir üstünlük olmadığı anlaşılır. Dini ve uhrevi üstünlükler ise, tamamen insanın bu üstünlükleri hayatının sonuna kadar koruyabilmesine bağlı olduğu gerçeği göz önünde bulundurulursa bu üstünlüklerin aslında dile getirilmeğe değer bir üstünlük olmadığı ortaya çıkar.
İnsan, diğer insanların kendisiyle ilgili dile getirdiği eksi yönler ve eleştirilerden rahatsızlık duymak istemiyorsa bu olaya şöyle bakmalıdır: Dile getirilen bu eksiklik gerçekte bende var ise bu eleştiri benim bilgilenmeme sebep olacaktır ve bu eksikliği fark edip giderilmesi için şimdiden harekete geçtiğim için sevinmeliyim. Söylenen bu eksiklik ve kusur bende yok ise dile getirilen bu haksız eleştiri geçmişte yapmış olduğum günahların bir kefaretidir dolayısıyla bu haksız eleştiriyi dile getiren kişiye, kendisini felakete doğru sürüklediği için acımam gerektiği gibi günahlarımdan arındığım için Allah’a şükretmeliyim.
Uhud savaşı esnasında Hz.Resulullah’ın (s.a.a) mübarek dişi kırılınca şöyle buyurdular: Allah’ım kavmimi hidayet et, zira onlar (ne yaptıklarını) bilmiyorlar.
İnsan, düşmanının eksikliklerinin dile getirilmesinden ve yerilmesinden hoşlanır. Nefis ise insanın amansız düşmanıdır. Dolayısıyla insan aslında kendi eksikliklerini duymaktan mutluluk duymalı ve kendisini eleştiren kişiye teşekkür etmelidir. Onun bu eksikliklerini fark edip de kendisine söyleyecek kadar zeki ve cesaretli olan kişi teşekkürü hak eder. Bu fırsatı yakalayabilen kişi vakit kaybetmeden kendi eksikliklerini düzeltmek yönünde çaba harcamalıdır. Bu eleştiri vesilesiyle muhtemelen insanların gözündeki değerini kaybeden kişi bu durumu bir fırsata çevirmeli ve makam sevdasından tamamen kurtulabilmek için bu zaman dilimini en iyi şekilde değerlendirmelidir. Bu durumdaki bir insan hiçbir zahmet ve sıkıntıya düşmeden büyük sevaplar elde ettiğini düşünmeli ve bunu geçmişte yapmış olduğu ve belki de başka bir şekilde düzeltemeyeceği eksikliklerinin tamamlayıcısı olarak görmelidir.
İnsan hayatının tamamını yalnızca bu özelliğin kazanımı için, yani kendisini öven veya yeren kişilere eşit bakmak özelliğine sahip olabilmek için harcamak isterse sadece bu iş, vaktinin tamamını doldurmak için yeterlidir.
İnsan ve ebedi saadet arasında çok engebeli ve dar geçitler vardır. Bu dar geçitleri sağlıklı bir şekilde geride bırakmak ise insanın hayatı buyunca hiç durmadan göstereceği çaba ve gayrete bağlıdır.
Rabbim muvaffakiyetler versin inşallah