“Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görendir.”
Nisa/58
Emanete ihanet etmemek, adil davranış göstermek ve ayrımcılıktan uzak durmak, imanın önemli göstergelerindendir. Emanete ihanet etmek ise nifak alametlerindendir. Hadiste şöyle geçer: “İnsanların uzun secde ve rükû etmesine bakmayın. Doğru konuşmalarına ve emanete nasıl davrandıklarına bakın.” Birçok rivayette de ‘emanet’ten kastedilenin toplum liderliği, emanet sahibinden kastedilenin de Ehl-i Beyt olduğu açıklanmıştır.
Evet, toplumun mutluluk anahtarı, liyakati olan ve adil yönetim gösterecek kimselerin iş başına geçmesindedir. Toplumun huzursuzluk kaynağı ise, ehil olmayanların ve zalimane hüküm veren kimselerin iş başında olmalarıdır. Hz. Emiru’l Müminin Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Her kim kendisinden daha layık olduğunu bilmesine rağmen toplumunda kendini başkalarından öncelikli görse ve camiasına lider olsa; şüphesiz o Allah’a, Peygamber’e ve müminlere ihanet etmiştir.”
Emanete ihanet; ilmin, sanatın ve hakkın gizlenmesi, insanların mallarını haksızca sahiplenme, ilahi olmayan rehberlere itaat, ehil olmayan eş ya da çocuklar için yanlış eğitmen seçimi gibi birçok hususa şamil olabilir.
İmam Muhammed Bakır (a.s) ve İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurdular:
“Allah’ın emir ve yasakları ilahi emanetlerdir.”
İmam Cafer Sadık (a.s) bu ayet-i kerimenin tefsiri bağlamında şöyle buyurmuştur:
“Allah Teâlâ, her İmam’a yanında olan her neyi varsa kendisinden sonraki İmam’a bırakmasını emretti.”
Emanet üç çeşittir:
a) Allah ve insan arasındaki emanet (insanoğlu için tayin edilen vazifeler ve vacip hükümler)
b) İnsan ile başkaları arasındaki emanet (kişinin yanında bulunan mal veya sırlar)
c) İnsanın kendi tasarrufundaki emanet (ilim, ömür ve elimizde olan diğer emanetler)