Düşmüş olduğu hata ve yanlışlar inançla ilgili konularda ise öğüt ve güzel sözlerle onu düştüğü durumdan çıkarmalısın. Yaptığı yanlış, kardeşlik ve arkadaş haklarını çiğnemekle ilgiliyse onu affedip cezalandırmamalı ve sana özür dilerse özrünü kabul etmelisin.
Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Karşı tarafın özrünü kabul etmeyen kişi zorla insanların malını gasp edenlerin günahına sahiptir.
Hayattayken ve ölümünden sonra onun için dua etmek, bu konuda ayrımcılık yapmamak, kendisi ve ailesi için dualarında Allah’tan dilediği güzellikleri onun için de istemek. Kuşkusuz senin onun için yaptığın dua aslında kendin için yapılmıştır.
Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
Mümin kardeşi için gıyabında dua eden şahıs hakkında bir melek aynı duayı eder.
“İnanan ve iyi işlerde bulunanların dileklerini kabul eder ve onlar hakkındaki ihsan ve keremini, lütfuyla arttırır” şura 26 İmam Muhammed Bakır (a.s) ayetiyle ilgili şöyle buyurmuştur: Ayet-i kerimede bahsedilen şahıs, mümin kardeşinin arkasından dua eden şahıstır. Bu şahsın duası için melekler “âmin” derler. Yüce Allah da şöyle buyurur: Onun için dilediğin şeyin aynısını sana da veriyorum, ona olan sevgin sebebiyle dilediğin şeyi verdim.
Resulullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
Kabirdeki insan boğulmamak için önüne çıkan her şeye tutunan kişiye benzer. Evladının, anne ve babasının, kardeşlerinin veya yakınlarının onun için dua etmesini bekler. Hayattaki insanların yapmış olduğu dualar, nur dağları gibi kabirlere girer.