MEMLEKET PARTİSİ’NDEN BİLDİRİ
Kocaeli’miz güneyi ve kuzeyi deniz yağışlı ve ılıman iklimi ile dört mevsim yeşil dağları ve gölleri ve göletleriyle adeta bir İsviçre coğrafyası gibidir. Ancak gerek devlet gerek daha sonra kurulan özel sektör fabrikaları petrokimya ve izabe tesisleri ile zehirli kimyasalların depolanması karayolu ve limanlarda nakliyesi sonucunda kentimizin bazı ilçelerini adeta kanser koğuşuna çevirmiştir. Balık yatağı olması özelliğiyle eskiden türlü balıkların çıktığı İzmit körfezini kuruttuk çünkü fabrika atıkları körfeze atılmaktaydı. Daha sonra fabrikalarda yapılan arıtma tesisleriyle balık çeşitleri kısmen geri geldi ancak bu defa da yine insan kaynaklı kirlenme sonucunda oluşan müsilaj engeline takıldı.
Gerek yerel yöneticiler gerekse de kamu yöneticileri doğayı etkileyen projelerin uygulanmasında maalesef duyarsızlar. Belki de çoğu atanma veya emeklilikle çekip gidecekler o nedenle geri bıraktıklarını hesap etmemektedirler. Geçmişte yapılan pek çok yanlışın telafisi yapılamadan üstüne yeni yanlışlar ve çevreyi tahrip eden projelere kalkışılmakta ve bunları yaparken yanlışımız var mı diye sorgulamaksızın sadece övünç vesilesi yapılmaktadır. Kocaeli’nin kuzeyinde bulunan Kandıra 900 km kare alanı 50 bin nüfusu tarımsal potansiyeli 92 köy muhtarlığı ve 324 kırsal mevki hala bakir kalabilmiş ve Kocaelinde “Sakin Şehir” statüsüne kazanabilecek bir ilçeyken artık tahrip etmek üzere Kandıra hedef alınmıştır. Kandıra’nın içme suyu kaynağı namazgah barajını kirletme potansiyeli olan GİOSB (Gıda ihtisas Organize Sanayi Bölgesi) yapılmaktadır. İzmit’in çöp toplama alanı olarak Sarışeyhli’de su havzası seçilmekte SİT alanlarının yakınlarına taş ocakları açılarak tarihi doku ve çevre hiçe sayılmaktadır. Bağırganlı ve Hacımazlı arasına 10adet RES (Rüzgar Enerji Santrali) yapılırken kuzey ormanlarına ölçüsüz zarar verilmektedir.
Bunlardan da daha vahimi Akçaova ve Teksen’i kapsayan Kocadere havzasında planlanan Sungurlu barajı Kandıra ilçesinin 30 kadar büyüklükte bir alanını yani 270 km kareyi etkilemekte ve bu havzadaki 50 mahalle ve mevki su toplama havzasında kalmakta 18 mahalle ve yerleşim mevki 12 km karelik baraj gölü içinde sular altında kalacaktır. Baraj yapılırken yaklaşık 200 bin ağaç kesilecek ve vadilerde verimli tarım toprakları yok olacaktır. Kanal İstanbul nedeniyle yok edilecek Sazlıdere ve Terkos barajı ve Meleni barajındaki yapım hatası nedeniyle devreye girememesi Sungurlu barajını gündeme getirmektedir. Bölge halkı 2015 yılından bu yana mücadele vermektedirler. Barajın orada yüzyıllardır yaşayanları yerinden etmeyecek şekilde yapılması talebiyle ÇED raporuna karşı dava açtılar 2 yıl önce davayı kazandılar ve ancak yeni ÇED raporu yapıldı ve buna karşı açılan dava ise 13 Ekimde yani yarın İstanbul 12. İdari mahkemesinde görülecek. Kandırayı ekolojik olarak etkileyecek ve yaşayan halkın göç etmesine sebep olacak bu projeden Kocaelili hemşerilerimiz belki farkında bile değiller. İlimizin bir ilçesinin iklimi etkilenecek arazinin 30 u İstanbul’a su kaynağı olsun diye feda edilecek. Uluslararası su hakkı yasalarına göre öncelikle havzanın ve o ilde yaşayanların faydalanması öngörülürken yerel ve kamu yöneticilerimizin duyarsız kalması ve herhangi bir şey olmuyormuş gibi davranması hemşerilik hukukumuza göre yargılanmalıdır.
Mahallesini komşusunu köyünü ilçesini ve ilini insanlarını sevmeyen ve onları korumayan insanların vatanını sevdiklerin söylemesi gerçekçi değildir. Bu nedenle tüm hemşerilerimizin genelde Kandıra bölgesinde özelde Sungurlu’da yapılmaya çalışanları protesto etmeye davet ediyoruz. Çevremizi ve doğamızı korumak her birimiz ve çocuklarımız için hayati önemdedir.