Uzmanı açıkladı: "Kocaeli’de 1999 depremi sonrası ağır hasarlı bina sayısı çok azaldı"

Kocaeli İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ali Akgün, "Şehrimizde şu anda, 1999 depreminden sonra ağır hasarlı binaların sayısı çok azaldı. Hukuki sorunlar sebebiyle şu an yıkılamayan çok az bina kaldığını biliyoruz. Yıkım kararından sonra vatandaşların aldığı hukuki bir süreç vardı, oradaki itirazlardan dolayı binalar yıkılamadı. Fakat Kocaeli’de büyük anlamda bu binalar yıkıldı" dedi.
Deprem bölgesine giden Kocaeli İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ali Akgün, oradaki incelemelerini ve kanaatlerini anlattı. Kahramanmaraş’ta ekipler ile birlikte yaklaşık 20 günlük çalışma yapan Akgün, zemin durumlarının zayıf olduğu noktalarda daha büyük yıkımlarla karşılaştıklarının altını çizdi.

"Çarşı içindeki caddelerin yıkıldığını gördük"
Afet bölgesinde hem arama kurtarma hem de yardım faaliyetlerine katıldıklarını ifade eden Akgün, "Kahramanmaraş’ın merkezine indiğimizde en önemli caddelerin, çarşı içindeki caddelerin yıkıldığını gördük. İlk 3 gün arama kurtarma çalışmaları devam etti. Sonrasında da Kocaeli Ticaret Odası ve İl Çevre Müdürlüğü ortaklığıyla hasar tespit çalışmalarına başladık. Bakanlığın belirlediği program neticesinde ağır hasarlı binaların tespiti, acil yıkılması gereken binaların tespiti ve hafif hasarlıların tespiti işlerine başladık. Yaklaşık 15 gün bu işlemlerimiz sürdü. Hasar tespit çalışmalarımız bittiğinde arkadaşlarımız boş zamanlarında da insani yardım faaliyetlerini sürdürdü" dedi.

"Ağır yıkımların olduğunu tespit ettik"
Büyük yıkımların sebeplerini incelediklerini dile getiren Akgün, "Yaptığımız incelemeler neticesinde de betonlardaki kalitesizliğini, binaların altında bulunan dükkan katlarının zayıf kat ve yumuşak olan binaların daha fazla yıkıldığını gördük. Zemin durumlarının daha zayıf olduğu noktalarda daha çok yıkım olduğunu gördük. Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde daha sağlam zemini olan kısımlarda yıkımların daha az olduğunu gördük. Tabii ki bir binanın yıkılması için birçok sebep var. Doğru proje, doğru malzeme, doğru zeminin tamamının bir arada olması lazım. Yani bir sebepten ötürü oradaki yıkımın olmadığını hem mühendisler olarak hem oradaki çalışan arkadaşlarımızla birlikte bizler de gördük. Daha çok betonlardaki zayıflık, donatı, işçilik, kalitesiz yapı, yanlış projeler gibi etmenlerin tamamının birleştiği noktalarda ağır yıkımların olduğunu tespit ettik” diye konuştu.

"Deprem sonrası yapılarımızdaki güvenliğin testinin yapılması için yönetmelik bazında revizyon bekliyoruz"
Deprem felaketinin ardından vatandaşların binaların güvenliği ile ilgili sorularının arttığını söyleyen Ali Akgün, "Kocaeli’ye döndükten sonra insanlarımızdan haklı olarak ‘Yapılarımız depreme güvenli mi, durumu nasıl, oturmaya devam edebilir miyiz?’ gibi birçok soruyla karşılaştık. Yapılarımızın depreme güvenli olup olmamasıyla ilgili 2018 yılında çıkan yönetmeliğimizin 15. maddesinde gerekli hususlar ve kriterler belirli. 2018 yönetmeliğimizin biraz daha ileri bir yönetmelik olduğunu görüyoruz. 2018 öncesi yapılan erken yapımlı binalarda bile performansın altında kaldığını, güçlendirmelerin çıktığını görüyoruz. Bunlarla ilgili hocalarımızla da yetkili kurumlarla da görüştük. Yani, 2018 yönetmeliğine ek bir revizyon gelebilir mi veya binaların yapım yıllarına dahil daha teferruatlı bir çalışma yapılabilir mi gibi konularla ilgili taleplerimiz oldu. Bu konuyla ilgili de hem kurumların hem hocalarımızın, herkesin ortak bir görüşü var, kendileri de düşünüyorlar. Biz de deprem sonrası yapılarımızdaki güvenliğin testinin yapılması için yönetmelik bazında bir revizyonu bekliyoruz" şeklinde konuştu.

"Binalarda belli bir performans düşüklüğü olduğunu düşünüyoruz"
1999’da Kocaeli’de yaşanan depremde ayakta kalan binaların durumlarıyla ilgili de konuşan Akgün, "1999 depremi sonrası ayakta kalan binalar tabii bir performans sergilediler. Depreme karşı direndiler, dayandılar. Depremin üstünden 24 yıl geçti. Hem yapısal anlamda hem depremi atlattıktan sonra binalarda belli bir performans düşüklüğü olduğunu düşünüyoruz. Bunların yine yönetmeliğimize göre performans analizi yapılıp güçlendirme durumları ortaya çıkabilir. Bu güçlendirme durumlarının da şu anda yeni güçlendirme metotları olarak; karbon elyaf, epoksi sarma, çelikle güçlendirme hatta çelik damper, mantolama, beton mantolama gibi yöntemler var. Bunlar vatandaşlarımız tarafından uygulanabilir. Bunun da uygulanması için uzman mühendislerin, bu işte tecrübeli bundan önce de bu tarz konularda çalışmış arkadaşlarımıza güvenebilirler. Yapılacak analiz sonucunda ortaya çıkacak güçlendirme metodu uygulanabilir. Tabii bu güçlendirme metotlarının yapıya olan maliyeti de göz önüne alınarak yüzde 20, yüzde 30 bandında kaldığı müddetçe yapılarımız güçlendirmeye uygun ve elverişliyse yapılabilir. Biz de tavsiye ediyoruz" dedi.

"Kocaeli’de 1999 depreminden sonra ağır hasarlı bina sayısı çok azaldı"
İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ali Akgün, şu ifadeleri kullandı:
"Kocaeli’de son verilerimize göre 300 bin, 310 bin civarlarında yapı stoğumuz var. Bunun yüzde 50’ye yakını 1999 depremi öncesi. Tabii 1999 depremi öncesi bize iki önceki yönetmelik olan 1975 yönetmeliğiyle yapıldığını gösteriyor. 1975 yönetmeliğinden sonra da yapı malzemesi, yapı kalitesi, yapım teknikleri açısından birçok değişiklikler yaşandı. Binamız 1999 öncesi diye ’Tamamen güvensiz, ilk depremde yıkılır’ gibi bir şey söylemiyoruz. Böyle bir şey zaten söz konusu değil. Bu binalar da zamanında mühendislik hizmeti aldı ve bu binalarımız da sağlam. Fakat içinde oturan vatandaşlarımız kendi huzuru, kendi güvenliği için yetkilendirilmiş kurumlar tarafından bir performans analizi yaptırabilir. Bina durum değerlendirmesi yapılabilir. Şehrimizde şu anda, 1999 depreminden sonra ağır hasarlı binaların sayısı çok azaldı. Hukuki sorunlar sebebiyle şu an yıkılamayan çok az bina kaldığını biliyoruz. Yıkım kararından sonra vatandaşların aldığı hukuki bir süreç vardı, oradaki itirazlardan dolayı binalar yıkılamadı. Fakat Kocaeli’de büyük anlamda bu binalar yıkıldı, kalmadı gibi"