“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YÜRÜRLÜĞE SOKULSUN!”

GEBZE 25.11.2021 - 12:13, Güncelleme: 05.03.2022 - 13:23
 

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YÜRÜRLÜĞE SOKULSUN!”

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla, Gebze Adliyesi’nde açıklama yapan TÜBAKKOM, “İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe sokulması için talepkâr olmaya devam edeceğiz” dedi. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) Gebze Adliyesi Av. Ersin Aslan dinlenme salonunda bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamaya; Kocaeli Barosu Gebze Temsilcisi Tayfun Budak, Kadın Hakları Merkezi Üyesi Gözlem Yamaner, Kadın Hakları Merkezi Gebze Temsilcisi Hilal Özel Baylan ve avukatlar katıldı. Açıklamayı, Kadın Hakları Merkezi Üyesi Gözlem Yamaner okudu. Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu adına Kadın Hakları Merkezi Üyesi Gözlem Yamaner tarafından okunan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadınlar, dünyanın her yerinde; yaşamın her alanında karşılaştıkları ayrımcılığa, sömürüye, cinsiyet eşitsizliğine, ev içi şiddete, toplumsal şiddete dikkat çekerek, mücadele ve dayanışma ruhuyla kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için etkin, sürdürülebilir mücadele için toplumu, ilgili kurum ve kuruluşları görevlerini yapmaya yasaları uygulamaya çağırmaktadır. KADINLAR DAHA FAZLA ŞİDDETE AÇIK HALE GETİRİLMEKTEDİR Ülkemizde kadınların hukuki kazanımlarına karşı yürütülen sistematik çalışmalar sonucunda, kadına yönelik şiddetin giderek arttığını, en temel insan hakkı olan yaşam hakkının vahşice ihlal edildiğini endişeyle gözlemlemekteyiz. İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı bir şekilde çekinilmesi, Türk Medeni Kanunuyla ve 6284 sayılı Yasa ve Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın hakları kazanımlarını ortadan kaldıracak düzenlemelerinin yapılacağının kamuoyunda sürekli gündemde tutulması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı açıklamaların desteklenmesi, toplumsal cinsiyet derslerinin müfredatlardan çıkartılması, kadını özgür birey olarak görmeyip, sadece aile içinde bir birey olarak sınırlandıran zihniyetin oluşmasına yol açan politik uygulamalar v.b gibi nedenlerle kadınlar daha fazla şiddete açık hale getirilmektedir. KADINLARIN KORUNMASI DEVLETİN SORUMLULUĞUNDADIR Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesinde yasal mevzuatın önemini biliyoruz. Ancak bunun yanında mevcut yasal düzenlemelerin ve uluslararası mevzuatın eksiklik ve tutarlılıkla uygulanmasının daha da önemli olduğunun farkındayız. Maalesef ülkemizdeki yasal düzenlemeler uygulamalara yansımamakta; siyasilerin, üniversitelerin, Diyanet İşleri Başkanlığının, kamu kurum ve kuruluşlarının kadına yönelik açıklamalarının kadınların yasalarla elde ettiği kazanımların uygulanabilirliği ortadan kaldırmaktadır. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi Devletin kadınları korumaya yönelik önlemleri ve şiddete yönelik politikalarıyla birebir ilgilidir. Erkek şiddeti, kadın cinayetleri, kadının korunması temel bir politika olarak ele alınmalıdır. Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması ve şiddete uğrayan kadınların korunması devletin sorumluluğundadır. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN YÜRÜRLÜĞE SOKULMASI ÖNCELİKLİ TALEBİMİZ Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yasal mevzuatın yanında, toplumsal zihniyetin değiştirilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda, devletin çok yönlü ve bütüncül kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yasal mevzuatın yanında toplumsal zihniyetin kararlı yürütülmesi gerekmektedir. Ancak günümüzde ülkemizde zihniyet dönüşümüne yol açacak politikalar oluşturmadığı gibi tam tersi kadınların insan haklarını politikalar üretmesi yanında, bu mücadelenin toplumsal düzeyde genele yayılarak etkin ve koruma altına alan ve kanunları ve uluslararası sözleşmeleri kaldırmaya yönelik çalışmalara destek olunmasının İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı olarak çekinilmesinin kadına yönelik şiddette kadınları korumasız bıraktığını ve kadınların yaşam hakkının ihlaline yol açtığını görmekteyiz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için Türk Medeni Kanunu, 6284 sayılı Kanun, Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın haklarının tüm kurum ve kuruluşlarla eksiksiz uygulanması, Aile Hukuku ve kadına karşı şiddet alanlarında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamalarının kabul edilmemesi, nafaka konusunda yasal bir değişiklik yapılmaması ve İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe sokulması öncelikli taleplerimizdir. MÜCADELEMİZİ DAYANIŞMA RUHUYLA SÜRDÜRECEĞİZ TÜBAKKOM ve Kadın Hukuku Komisyonları / Merkezleri olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, her gün olduğu gibi, kadınların Cumhuriyetimizle, Anayasa’mız, yasalarımız ve Uluslararası sözleşmelerle elde ettiği kazanımları ihlal edecek veya ortadan kaldıracak düzenleme ve değişikliklerin karşısında olmaya ve İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe sokulması için talepkâr olmaya devam edeceğimizi, yasaların eksiksiz olarak uygulanması konusunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarının uygulamalarını takip edeceğimizi, kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması için mücadelemizi dayanışma ruhuyla sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.”

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla, Gebze Adliyesi’nde açıklama yapan TÜBAKKOM, “İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe sokulması için talepkâr olmaya devam edeceğiz” dedi.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) Gebze Adliyesi Av. Ersin Aslan dinlenme salonunda bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamaya; Kocaeli Barosu Gebze Temsilcisi Tayfun Budak, Kadın Hakları Merkezi Üyesi Gözlem Yamaner, Kadın Hakları Merkezi Gebze Temsilcisi Hilal Özel Baylan ve avukatlar katıldı. Açıklamayı, Kadın Hakları Merkezi Üyesi Gözlem Yamaner okudu. Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu adına Kadın Hakları Merkezi Üyesi Gözlem Yamaner tarafından okunan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadınlar, dünyanın her yerinde; yaşamın her alanında karşılaştıkları ayrımcılığa, sömürüye, cinsiyet eşitsizliğine, ev içi şiddete, toplumsal şiddete dikkat çekerek, mücadele ve dayanışma ruhuyla kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için etkin, sürdürülebilir mücadele için toplumu, ilgili kurum ve kuruluşları görevlerini yapmaya yasaları uygulamaya çağırmaktadır.

KADINLAR DAHA FAZLA ŞİDDETE AÇIK HALE GETİRİLMEKTEDİR

Ülkemizde kadınların hukuki kazanımlarına karşı yürütülen sistematik çalışmalar sonucunda, kadına yönelik şiddetin giderek arttığını, en temel insan hakkı olan yaşam hakkının vahşice ihlal edildiğini endişeyle gözlemlemekteyiz. İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı bir şekilde çekinilmesi, Türk Medeni Kanunuyla ve 6284 sayılı Yasa ve Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın hakları kazanımlarını ortadan kaldıracak düzenlemelerinin yapılacağının kamuoyunda sürekli gündemde tutulması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı açıklamaların desteklenmesi, toplumsal cinsiyet derslerinin müfredatlardan çıkartılması, kadını özgür birey olarak görmeyip, sadece aile içinde bir birey olarak sınırlandıran zihniyetin oluşmasına yol açan politik uygulamalar v.b gibi nedenlerle kadınlar daha fazla şiddete açık hale getirilmektedir.

KADINLARIN KORUNMASI DEVLETİN SORUMLULUĞUNDADIR

Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesinde yasal mevzuatın önemini biliyoruz. Ancak bunun yanında mevcut yasal düzenlemelerin ve uluslararası mevzuatın eksiklik ve tutarlılıkla uygulanmasının daha da önemli olduğunun farkındayız. Maalesef ülkemizdeki yasal düzenlemeler uygulamalara yansımamakta; siyasilerin, üniversitelerin, Diyanet İşleri Başkanlığının, kamu kurum ve kuruluşlarının kadına yönelik açıklamalarının kadınların yasalarla elde ettiği kazanımların uygulanabilirliği ortadan kaldırmaktadır. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi Devletin kadınları korumaya yönelik önlemleri ve şiddete yönelik politikalarıyla birebir ilgilidir. Erkek şiddeti, kadın cinayetleri, kadının korunması temel bir politika olarak ele alınmalıdır. Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması ve şiddete uğrayan kadınların korunması devletin sorumluluğundadır.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN YÜRÜRLÜĞE SOKULMASI ÖNCELİKLİ TALEBİMİZ

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yasal mevzuatın yanında, toplumsal zihniyetin değiştirilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda, devletin çok yönlü ve bütüncül kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yasal mevzuatın yanında toplumsal zihniyetin kararlı yürütülmesi gerekmektedir. Ancak günümüzde ülkemizde zihniyet dönüşümüne yol açacak politikalar oluşturmadığı gibi tam tersi kadınların insan haklarını politikalar üretmesi yanında, bu mücadelenin toplumsal düzeyde genele yayılarak etkin ve koruma altına alan ve kanunları ve uluslararası sözleşmeleri kaldırmaya yönelik çalışmalara destek olunmasının İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı olarak çekinilmesinin kadına yönelik şiddette kadınları korumasız bıraktığını ve kadınların yaşam hakkının ihlaline yol açtığını görmekteyiz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için Türk Medeni Kanunu, 6284 sayılı Kanun, Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın haklarının tüm kurum ve kuruluşlarla eksiksiz uygulanması, Aile Hukuku ve kadına karşı şiddet alanlarında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamalarının kabul edilmemesi, nafaka konusunda yasal bir değişiklik yapılmaması ve İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe sokulması öncelikli taleplerimizdir.

MÜCADELEMİZİ DAYANIŞMA RUHUYLA SÜRDÜRECEĞİZ

TÜBAKKOM ve Kadın Hukuku Komisyonları / Merkezleri olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, her gün olduğu gibi, kadınların Cumhuriyetimizle, Anayasa’mız, yasalarımız ve Uluslararası sözleşmelerle elde ettiği kazanımları ihlal edecek veya ortadan kaldıracak düzenleme ve değişikliklerin karşısında olmaya ve İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe sokulması için talepkâr olmaya devam edeceğimizi, yasaların eksiksiz olarak uygulanması konusunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarının uygulamalarını takip edeceğimizi, kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması için mücadelemizi dayanışma ruhuyla sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzehurses.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.