EĞİTİMDE TOPYEKÛN REFORM ŞART

EĞİTİM 20.10.2020 - 09:39, Güncelleme: 05.03.2022 - 13:23
 

EĞİTİMDE TOPYEKÛN REFORM ŞART

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dün İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi'nin açılış törenine katıldı. Erdoğan, konuşmasında şu mesajları verdi: “Evlatlarımızın zihinleri popüler kültür ve sapkın hezeyanlarla doldurulmuştur. Önümüzdeki dönemde öncelikli olarak aileden başlayarak evlatlarımızı hakkıyla yetiştirmek şarttır.” FİKRİ BAĞIMSIZLIK: Batı tıptan sosyolojiye kadar ilhamını bizim köklerimizden almıştır. Buna karşı biz köklerimizi dışlayarak, iki asırdır kendimize yol ve yön bulmaya çalışıyoruz. Bir başka ifadeyle fikri bir buhranın içinde bulunuyoruz. Halbuki siyasi ve ekonomik bağımsızlığın temelinde fikri bağımsızlık yatar. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e ülkemizin yaşadığı tartışmaların temelinde geleceğimizi nerede arayacağımız olmuştur. Ülke ve millet olarak kendimizi kontrolsüz bir Batılılaşma fırtınası içinde bulduk. 'Fikri hür, vicdanı hür' nesiller yetiştirilmek üzere çıkılan yolun en sığından en bayağısından bir Batı taklitçiliğine dönüşmüş olması en büyük kayıptır. Gerçek iktidarın fikri iktidar olduğunu iyi biliyoruz. Kendimi bu konuda mahzun hissediyorum. Samimi bir muhasebeyle 18 yılda her alanda tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı ama eğitim, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum. SAPKIN İDEOLOJİLERİN ZEHRİ: Türkiye kuru kuruya batıcılık saplantısı yanında, pek çok sapkın ideoloji ve akımın zehrine de maruz kalmış bir ülkedir. Fikri iktidarımızı kökü ve ruhu itibariyle bize ait olmayan bir medeniyete kaptırmamızın nedeni, bu sapkın akımların önlerinin bilinçli şekilde açılmasıdır. Yapmamız gereken kendi medeniyet birikimimize uygun nesiller yetiştirmektir. EĞİTİM-ÖĞRETİM REFORMU: Türkiye'nin 2053 vizyonunun ana fikrini bu konu oluşturmalıdır. Evlatlarımızın zihinleri popüler kültür ve sapkın hezeyanlarla doldurulmuştur. Bunun için önümüzdeki dönemde önceliğimiz aileden başlayarak çocuklarımızı hakkıyla yetiştirmek şarttır. Bu değişim sıradan bir müfredat tadilatının ötesinde topyekûn bir eğitimöğretim reformu gerektirir. Okul öncesinde ve ilkokulda tek ihtiyacımız olan değerlerini iyi bilen, kültürüne, tarihine sahip çıkan ailesine ve toplumuna karşı sorumluluklarını özümsemiş insanlar yetiştirmektir. Ortaokul dönemini çocuklarımızın zihni ve fiziki kabiliyetlerini keşfetmeye, onları geleceğe doğru alanlarda hazırlamaya yönelik bir anlayışla şekillendirmeliyiz. Lise dönemini artık ruhu zenginleşmiş, kendini tanımış somut alanlara yönelen bir eğitim süreci olarak tasarlamalıyız. Yüksek öğretimi ise önlisansından lisansına, doktorasına kadar her safhasına milletimizin fikri iktidarının üretim merkezlerine dönüştürmeliyiz. Bunu başardığımızda gemişte yaptığımız gibi kendimizle birlikte tüm insanlık için aydınlık bir geleceğin kapısını açacağımızdan ben şüphe duymuyorum. DÜNYAYA KENDİMİZİ ANLATAMIYORUZ GENÇ bir nüfusa sahibiz ama medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla hayata geçiremiyoruz. Medyamız en modern altyapıya sahip. Ama bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor. İlimde, sanatta, kültürde benzer sıkıntılarla karşı karşıyayız. En haklı olduğumuz konularda bile, dünyaya kendimizi anlatamıyoruz. Bunun için fikri iktidarımızı da hâlâ tesis edemediğimiz kanaatindeyim. Hiç kimsenin bu arayıştan rahatsız olmaması gerekir. Bu arayışın sona ermesi bir ülkenin felaketi demektir. FİKRİ ALANDA DA ÜRETİCİ OLMA GAYRETİ İÇİNDEYİZ DÜNYADAKI hakim fikri anlayışın ve fiili düzenin sadece ardından giderek kendimize çok daha iyi bir medeniyet inşa edemeyeceğimize inanıyorum. Tek vazgeçilmezimiz inancımızın naslarıdır. Onun dışındaki her şeyi geleceği kucaklayacak şekilde yeniden yorumlamak, üretmek mümkündür. Ne insanlığın milletimizin ve inancımızın binlerce yıllık birikimine sırtımızı döneceğiz ne de modern dünya imkanlarını reddedeceğiz. İnsanoğlu kimi zaman iyi yönde, kimi zaman kötü yönde kendisini sürekli yenileyen bir varlıktır. Biz her alanda olduğu gibi fikri alanda da üretici olma gayreti içindeyiz. MUHTARLARA SESLENDI: YEREL YÖNETİMLERDE ELİMİZ, AYAĞIMIZ, SESİMIZSİNİZ BAŞKAN Erdoğan, 19 Ekim Muhtarlar Günü dolayısıyla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Bakanlık'ta yemekte bir araya gelen Ankara'daki bazı mahallelerin muhtarlarına Soylu aracılığıyla seslendi. Erdoğan, "Yerel yönetimlerde sizler bizim Türkiye'deki ilk elimiz, ayağımız, gören gözümüz, duyan kulağımız ve sesimizsiniz. İçişleri Bakanlığımız, valilerimiz, kaymakamlarımızla beraber müşterek çalışmalarınızla, inanıyorum ki Ankara'mızı güzel yarınlara beraber taşıyacağız" dedi. Erdoğan, Bosna Hersek'in merhum Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'i de Twitter'dan paylaştığı mesajla andı.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dün İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi'nin açılış törenine katıldı. Erdoğan, konuşmasında şu mesajları verdi: “Evlatlarımızın zihinleri popüler kültür ve sapkın hezeyanlarla doldurulmuştur. Önümüzdeki dönemde öncelikli olarak aileden başlayarak evlatlarımızı hakkıyla yetiştirmek şarttır.”

FİKRİ BAĞIMSIZLIK: Batı tıptan sosyolojiye kadar ilhamını bizim köklerimizden almıştır. Buna karşı biz köklerimizi dışlayarak, iki asırdır kendimize yol ve yön bulmaya çalışıyoruz. Bir başka ifadeyle fikri bir buhranın içinde bulunuyoruz. Halbuki siyasi ve ekonomik bağımsızlığın temelinde fikri bağımsızlık yatar. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e ülkemizin yaşadığı tartışmaların temelinde geleceğimizi nerede arayacağımız olmuştur. Ülke ve millet olarak kendimizi kontrolsüz bir Batılılaşma fırtınası içinde bulduk. 'Fikri hür, vicdanı hür' nesiller yetiştirilmek üzere çıkılan yolun en sığından en bayağısından bir Batı taklitçiliğine dönüşmüş olması en büyük kayıptır. Gerçek iktidarın fikri iktidar olduğunu iyi biliyoruz. Kendimi bu konuda mahzun hissediyorum. Samimi bir muhasebeyle 18 yılda her alanda tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı ama eğitim, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum.

SAPKIN İDEOLOJİLERİN ZEHRİ: Türkiye kuru kuruya batıcılık saplantısı yanında, pek çok sapkın ideoloji ve akımın zehrine de maruz kalmış bir ülkedir. Fikri iktidarımızı kökü ve ruhu itibariyle bize ait olmayan bir medeniyete kaptırmamızın nedeni, bu sapkın akımların önlerinin bilinçli şekilde açılmasıdır. Yapmamız gereken kendi medeniyet birikimimize uygun nesiller yetiştirmektir.

EĞİTİM-ÖĞRETİM REFORMU: Türkiye'nin 2053 vizyonunun ana fikrini bu konu oluşturmalıdır. Evlatlarımızın zihinleri popüler kültür ve sapkın hezeyanlarla doldurulmuştur. Bunun için önümüzdeki dönemde önceliğimiz aileden başlayarak çocuklarımızı hakkıyla yetiştirmek şarttır. Bu değişim sıradan bir müfredat tadilatının ötesinde topyekûn bir eğitimöğretim reformu gerektirir. Okul öncesinde ve ilkokulda tek ihtiyacımız olan değerlerini iyi bilen, kültürüne, tarihine sahip çıkan ailesine ve toplumuna karşı sorumluluklarını özümsemiş insanlar yetiştirmektir. Ortaokul dönemini çocuklarımızın zihni ve fiziki kabiliyetlerini keşfetmeye, onları geleceğe doğru alanlarda hazırlamaya yönelik bir anlayışla şekillendirmeliyiz. Lise dönemini artık ruhu zenginleşmiş, kendini tanımış somut alanlara yönelen bir eğitim süreci olarak tasarlamalıyız. Yüksek öğretimi ise önlisansından lisansına, doktorasına kadar her safhasına milletimizin fikri iktidarının üretim merkezlerine dönüştürmeliyiz. Bunu başardığımızda gemişte yaptığımız gibi kendimizle birlikte tüm insanlık için aydınlık bir geleceğin kapısını açacağımızdan ben şüphe duymuyorum.

DÜNYAYA KENDİMİZİ ANLATAMIYORUZ

GENÇ bir nüfusa sahibiz ama medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla hayata geçiremiyoruz. Medyamız en modern altyapıya sahip. Ama bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor. İlimde, sanatta, kültürde benzer sıkıntılarla karşı karşıyayız. En haklı olduğumuz konularda bile, dünyaya kendimizi anlatamıyoruz. Bunun için fikri iktidarımızı da hâlâ tesis edemediğimiz kanaatindeyim. Hiç kimsenin bu arayıştan rahatsız olmaması gerekir. Bu arayışın sona ermesi bir ülkenin felaketi demektir.

FİKRİ ALANDA DA ÜRETİCİ OLMA GAYRETİ İÇİNDEYİZ

DÜNYADAKI hakim fikri anlayışın ve fiili düzenin sadece ardından giderek kendimize çok daha iyi bir medeniyet inşa edemeyeceğimize inanıyorum. Tek vazgeçilmezimiz inancımızın naslarıdır. Onun dışındaki her şeyi geleceği kucaklayacak şekilde yeniden yorumlamak, üretmek mümkündür. Ne insanlığın milletimizin ve inancımızın binlerce yıllık birikimine sırtımızı döneceğiz ne de modern dünya imkanlarını reddedeceğiz. İnsanoğlu kimi zaman iyi yönde, kimi zaman kötü yönde kendisini sürekli yenileyen bir varlıktır. Biz her alanda olduğu gibi fikri alanda da üretici olma gayreti içindeyiz.

MUHTARLARA SESLENDI: YEREL YÖNETİMLERDE ELİMİZ, AYAĞIMIZ, SESİMIZSİNİZ

BAŞKAN Erdoğan, 19 Ekim Muhtarlar Günü dolayısıyla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Bakanlık'ta yemekte bir araya gelen Ankara'daki bazı mahallelerin muhtarlarına Soylu aracılığıyla seslendi. Erdoğan, "Yerel yönetimlerde sizler bizim Türkiye'deki ilk elimiz, ayağımız, gören gözümüz, duyan kulağımız ve sesimizsiniz. İçişleri Bakanlığımız, valilerimiz, kaymakamlarımızla beraber müşterek çalışmalarınızla, inanıyorum ki Ankara'mızı güzel yarınlara beraber taşıyacağız" dedi. Erdoğan, Bosna Hersek'in merhum Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'i de Twitter'dan paylaştığı mesajla andı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzehurses.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.